Sporty Magazine official website | Members area : Register | Sign in

Bu Sehir ‘Muro’yu Bile Madara Eder!

Share this history on :
Cem Yılmaz’ın A.R.O.G’u karşısında Mustafa Üstündağ’ın ‘Muro’su ne yapar?

Bu cuma sinemaları hareketlendirecek iki film vizyona girecek. Bir tarafta Cem Yılmaz’ın “A.R.O.G”u, diğer tarafta Pana Film’in “Muro”su...

O nedenle de şu günlerde yanıtı en çok merak edilen soru şu: “Cem Yılmaz’ın A.R.O.G’u karşısında Mustafa Üstündağ’ın ‘Muro’su ne yapar? A.R.O.G, Muro’ya fark mı atar, yoksa gişeden beklenmedik bir sürpriz mi çıkar?”

Önceki gün 14.00’te Kanyon’daki özel gösterimde “A.R.O.G”u, akşam da İstinye Park’ta “Muro”yu izledim.
İki filmi izlemeden önceki tahminim “A.R.O.G”un gişede “Muro”ya fark atma ihtimalinin yüksek olduğu yönündeydi.



Ancak filmleri peş peşe izleyince kanaatim değişti.
Cem Yılmaz’ın “A.R.O.G”u, “G.O.R.A” kadar olmayabilir, ama iyi iş yapar.

Çünkü Yılmaz, bu ülkede ciddi bir seyirci kitlesini avucuna almış bir star. Ama şunu da unutmamak lazım.
Yılmaz’ın karşısında bu kez, her konuda kendince bir çözümleme yapan “Muro” gibi bir “Metropol tilkisi” var.
Benim izlediğim “Muro”, bu “A.R.O.G”a kolay kolay paçayı kaptırmaz.

“A.R.O.G”la “Muro”nun aynı gün vizyona girmeleri dışında da ortak bir noktalarını keşfettim.
“Arif” ile “Muro”nun yaşadığı çağlar farklı, ama bir konuda yaşadıkları macera aynı. “Arif”, yanlışlıkla yuttuğu viagra, “Muro” ise kendisine içirilen extacy ile kendinden geçiyor.

Cem Yılmaz’ın bayram şekeri

Bir insan, bir taksiyi niye durdurur?
Ya bir yerden bir yere gitmek için, ya da adres sormak için.
Ama “A.R.O.G”da öyle olmuyor.

“Logar”ın sıkıştırdığı “Arif”, hemen bir taksi durduruyor.
Filmi izleyenler, “Arif”in taksiye binip, olay mahallinden kaçacağını sanıyor. Ama taksinin yanına giden “Arif”, şoförün kapısını açıyor ve “Bir dakika bana lazım” diyerek zuladaki “taksici sopası”nı alıp “Logar”ı kovalıyor. Taksicilerin, ellerinin altında her zaman böyle bir sopa bulundurdukları bilinir.



70 milyon insanın yaşadığı bir ülkede, bu gerçekten böyle bir mizah yaratmak Cem Yılmaz’dan başka kaç kişinin aklına gelir?

Kim ne derse desin Cem Yılmaz, Tanrı’nın çok özel yeteneklerle donatıp dünyaya gönderdiklerinden. Rol aldığı her reklam, yaptığı şov, yazıp oynadığı filmler hep böylesine zekâ parıltılarıyla dolu.

Cem Yılmaz, hesapta bir milyon yıl öncesini anlattığı filmde bile, günümüzde olan bitenlerle öylesine inceden dalga geçiyor ki! Bir sahnede “Arif”, oğlunu ilkokula götürüyor, ama okul müdürü “Burası kamusal alan” deyip çocuğu içeri almıyor.

“Arif”, “Ne yani? Birinci sınıfa gidiyor diye, bıyık bırakamaz mı?” diye isyan ederken, kendisi gibi kaytan bıyıklı oğlunun görüntüsü perdeye yansıyor.
Bir başka sahnede “Arif”in, “Sen cezaevinde değil miydin? Nasıl çıktın?” diye sorduğu “Logar” şöyle bir yanıt veriyor:
“Dahşan affıyla...”

Cem Yılmaz’ın günümüz insanı, “Yontma Taş Devri”ne gitse ne yapar, o insanlara nasıl çağ atlatır fantezisinden yola çıkarak çektiği filmde, bu tür esprili göndermelerden bir hayli var.

128 dakikalık “A.R.O.G”da zaman zaman tempo düşüyor, ama Yılmaz, araya serpiştirdikleriyle tempoyu yükseltip, izleyenleri eğlendirmeyi biliyor.

Bu şehir ‘Muro’yu bile madara eder!

“Kurtlar Vadisi Pusu”nun içinden çıkan üç yan karakterin başrollerini paylaştığı “Muro” için öncelikle şunu vurgulamak isterim.

“Muro”, film gibi bir film.
Örgütten aforoz edildikten sonra devrimle yatıp, devrimle kalkan “Muro” ile “Çeto” ve “Yıldırım”ın İstanbul’da kabak çiçeği gibi açılması, kendiliğinden bir durum komedisi yaratıyor. Hapisten çıkınca hayallerindeki devrimi yatak odasından başlatmak için köylerinin yolunu tutan “Muro” ile “Çeto”nun İstanbul’a dönmek zorunda kalmaları, burada onlara “yardım ve yataklık” yapan “Yıldırım”la birlikte yaşadıkları bir hayli eğlenceli.

O yaşa kadar kadınlardan uzak bir hayat süren üç erkeğin, Playboy güzellerini aratmayan Rus kızlarıyla yaşadıkları maceralar da filme ayrı bir seksapelite katıyor.
Yoldan çıkmaya dünden razı “Çeto”yu devrime sadık kalması için ha bire tokatlayan, kendine ve devrime ihanet etmemeye yeminli “Muro” bile sonunda Rus güzelin şehveti karşısında teslim bayrağını çekiyor.



Kafayı devrimle bozmuş “Muro”yu, ilk film macerasında kapitalizm ve emperyalizmin başkenti İstanbul, Ahmet Kaya’nın “Demedim mi Haydar” şarkısındaki gibi “Madara” ediyor.

Pana Film’in yerinde olsam, “Biz dağlarda keklik idik, Şimdi çöplükte karga olduk, Bizim de boyumuzu aştı bu şehir, Yerlere serildik madara olduk, Demedim Muro, bu İstanbul yutar adamı”yı filmin final şarkısı yapardım.

Milliyet / Ali Eyüboğlu
Thank you for visited me, Have a question ? Contact on : youremail@gmail.com.
Please leave your comment below. Thank you and hope you enjoyed...