Sporty Magazine official website | Members area : Register | Sign in

Muro ve AROG Vizyona Geliyor


Kurtlar Vadisi Pusu dizisinin karakterlerinden Muro ve Çeto'nun büyük ilgi görmesi sonucu perdeye taşınan Nalet Olsun İçimdeki İnsan Sevgisine filmi izleyicileriyle buluşuyor.




Yapımcılığını Pana Film'in, yönetmenliğini Zübeyr Şaşmaz'ın üstlendiği, senaryosunu Raci Şaşmaz, Bahadır Özdener ve Cüneyt Aysan'ın yazdığı “Muro: Nalet Olsun İçimdeki İnsan Sevgisine” adlı sinema filmi 5 Aralık'ta vizyona giriyor.


Filmde Mustafa Üstündağ, Şefik Onatoğlu ve Eray Türk'ün yanı sıra, Fırat Tanış, Evrim Alasya, Bülent Şakrak, Nataliya Bondarenko ve Daria Litvinova'nın rol alıyor. Mazhar Alanson'un da yer alacağı filmin iki devrimcinin başından geçen ilginç bir evlilik hikayesini anlatıyor.



Öte yandan 5 Aralık'ta vizyona girmesi merakla beklenen bir diğer film AROG. Cem Yılmaz'ın 2004 yılında seyirci ile buluştuğu GORA'nın kahramanı Arif'in bu kez yontma taş devrindeki maceralarının fantastik komedi olarak izleneceği filmde Cem Yılmaz'ın yanında Özge Özberk, Zafer Algöz , Ozan Güven , Nil Karaibrahimgil , Metin Keçeci rol alıyor.

Muro Rus Yoldaslara Yol Gosterecek


5 Aralık'ta vizyona girecek olan "Muro" filminin başrol oyuncuları bu durumdan memnun.


5 Aralık'ta "A.R.O.G"la birlikte vizyona girecek olan "Muro: Nalet Olsun İçimdeki İnsan Sevgisine" filminin başrol oyuncuları bu durumdan memnun.
Muro'yu canlandıran Mustafa Üstündağ, "Kaliteli bir filmle aynı hafta vizyona girmek iyi bir şey. İyi filmler sinema sektöründe sinerji yaratıyor. Pana Film de Cem Yılmaz da para kazansın ki, daha çok film çekilsin. Bu böyle devam ederse, bir-iki yılda Bitlis'te de sinema salonları açılacak" diyor.

Film, Muro ve ekibinin devrimi başlatmak için köylerine dönmeleriyle başlıyor değil mi?

- Mustafa Üstündağ: Daha rahat iletişim kuracakları insanların bulunduğu ufak bir yerden devrimi ateşleyip daha sonra metropollere yayılmayı planlıyorlar.

Ancak köye dönüp bir de bakıyorsunuz ki muhtar, Muro ve Çeto’yu Rus kızlarıyla evlendirmiş!

- Eray Türk: Muhtarın oğlu İstanbul’da birtakım değişik işlerle uğraşıyor ve hazır Muro ve Çeto cezaevindeyken onların üzerinden para kazanmak için harekete geçiyor. Çünkü bizim 30-35 senede cezaevinde kalacağımızı hesaplıyor. Cezaevindeyken Muro ve Çeto’yu evlendirip paraları cebe indirmek istiyor.

Muro, Çeto ve Yıldırım’ın "Kurtlar Vadisi" dizisinde hiç görmediğimiz özelliklerini filmde izleyeceğiz galiba.

- M. Üstündağ: Aynen öyle... Aşık oluyorlar, duyguları ve özlemleri daha ön plana çıkıyor.

Yıldırım’ın da bir aşk kaçamağı var mı?

- Eray Türk: Aşık olmaya çalışıyorum ama pek beceremiyorum.

Bu arada Çeto’da hafiften Muro’nun otoritesine karşı isyan bayrağı çekme durumu söz konusu...

- Şefik Onatoğlu: Onunki biraz cahil cesareti. Tabi aşık olunca her şey altüst oluyor.

Gelelim asıl konuya... Muro devrimci jargonu ti’ye mi alıyor?

- M. Üstündağ: Hayır, Muro devrimci jargonu hiçbir zaman ti’ye almıyor. Bir kere bunun ayrımına varalım.

Ne yapıyor peki?

- M. Üstündağ: Muro inanmış bir insan. Don Kişot gibi. Don Kişot’un yel değirmenleriyle savaşını nasıl ti’ye almıyorsak, Muro’nun mücadelesini de ti’ye almamız söz konusu değil.

Tamam Muro her şeyi inanarak yapıyor da, espri malzemesi devrimci jargonu ti’ye alması. Muro’yu izlerken birçok kişi geçmişe dönüyor.

- M. Üstündağ: Şimdi geçmişe dönüp baktığımızda bu tip sözlerin bizim topraklarımıza ait olmadığını, dış güçler tarafından ezberletildiğini görüyoruz. Ve bu yüzden de komik geliyor.

Şimdi gülüyoruz ama 12 Eylül ve öncesi devrim ütopyasına kapılıp büyük hayal kırıklığı yaşayanlar var...

- M. Üstündağ: Yaş itibariyle değil ama 12 Eylül’ün yansımalarının acısını biz de yaşadık. Büyüklerimizin, mahalledeki abilerimizin neler yaşadıklarını çok iyi biliyoruz. Daha sonrasını da hepiniz biliyorsunuz zaten. Apolitik gençler olarak yetiştirildik.

Kendinizi apolitik mi görüyorsunuz?

- M. Üstündağ: Hayır ben kendimi apolitik görmüyorum. Biz de memleket meselelerine kafa yoruyoruz ama 12 Eylül öncesi gençler kadar politik olmadığımız bir gerçek. Sonuçta biz Özal çocuklarıyız. Devlet politikasıyla bilinçli olarak apolitik yetiştirildik. Bizim üniversitede okuduğumuz kitapları insanlar o zaman lisede okumaya başlıyordu.

Nasıl bir öğrenciydiniz? Eylemlere katılır mıydınız?

M. Üstündağ: Müjdat Gezen Sanat Merkezi’nde okudum. Dünya meselelerinin, siyasetin uzağında durmaya çalıştım. Çünkü kendi mesleğimde bir yerlere gelip, söylediklerim dikkate alınmaya başlandıktan sonra kendi dünya görüşümü bir platformda dile getirebilirim diye düşündüm.

Şefik Bey siz de aynı okuldan mezunsunuz, değil mi?

Ş. Onatoğlu: Evet.

E. Türk: Ben de Yeditepe Üniversitesi’nde okuyorum.

Yeditepe’de fazla vukuat olmaz, değil mi?

- E. Türk: (Gülüyor) Doğru söylüyorsun! Şimdi öğrenciler ders sayısı ve yemek fiyatları düşürülsün diye eylem yapıyor.

- M. Üstündağ: Özel üniversiteler açıldıktan sonra her şey bitti zaten. Nerede şimdi 6. Filo’yu denize dökecek gençlik!

Peki, Şefik’in dünya görüşü nedir?

- Ş. Onatoğlu: Herkes gibi benim de bir dünya görüşüm var. Ben tam bağımsız olalım istiyorum. Mustafa Kemal Atatürk olmasaydı şu anda bu özgürlüğü bile bulamazdık diyebilirim.

Başkanım Çeto galiba ulusalcı kanata kaymaya başladı...

- Ş. Onatoğlu: (Gülüyor)

A.R.O.G da Muro da kazansın

Güçlü bir rakibiniz var. "A.R.O.G" ile aynı hafta vizyona gireceksiniz.

- M. Üstündağ: Müjdat Abi (Gezen) "Çocuklar, kuyumcular niye hep yan yanadır? Biri kazanıyorsa diğeri de kazanır" derdi. İyi filmler bir sinerji yaratıyor sinema sektöründe. Pana Film de Cem Yılmaz da para kazansın ki, daha çok film çekilsin.

Muro filminin devamı çekilecek mi?

- Ş. Onatoğlu: "Bu bir üçleme filmidir" diyormuşum! (Gülüyor) Bilmiyoruz, ona yapımcı karar verecek.

Muro ve ekibinin aşık olduğu kızlar Rusya’dan. Yani hepiniz yoldaşsınız. Mutlaka ortak bir paydada buluşursunuz.

- M. Üstündağ: Muro’nun amacı da o zaten. Gördüğü herkesi iki dakikada örgütleyip devrim mücadelesine katmak istiyor. Rus yoldaşlara da doğru yolu gösterecek.

Hatta "Vay be Lenin’in torunlarının düştüğü duruma bak" gibilerinden diyaloglar da duyabiliriz!

- M. Üstündağ: (Gülüyor) Biliyor musun, aynen böyle bir cümle kuruyorum. Biz karakter komedisi değil durum komedisinden besleniyoruz. Muro, Çeto ve Yıldırım’ın trajedilerini de perdeye taşıyacağız. Filmin bir derdi var.

- Ş. Onatoğlu: Çeto’nun en büyük derdi de aşkı.

- M. Üstündağ: Bu Çeto var ya, aşk için davasını bile satar!

Gisede Hollywood’un Esamesi Okunmuyor


Türkiye’de 2008, yerli sinemanın altın yılı. 28 Kasım itibarıyla sinemaya giden 28.2 milyon kişinin yarıdan fazlası yerli yapımları tercih etti. 1 milyar dolar hasılatla bu yılın dünyada en çok izlenen filmi ‘Kara Şövalye’, Türkiye box office’inde 12’nci sırada





ERKAN AKTUĞ
İSTANBUL - Geride bırakmaya hazırlandığımız 2008, Türk sinemasının ‘altın yılı’ olacak. Yıl içinde 50’nin üzerinde yerli film gösterime girerken, toplam seyirci içerisinde yerli filmlerin izlenirlilik oranı da yüzde 50’nin üzerinde. ‘Üç Maymun’, ‘Gitmek’, ‘Tatil Kitabı’, ‘Nokta’, ‘Pandora’nın Kutusu’, ‘Pazar’ gibi filmlerin uluslararası festivallerdeki önemli başarıları da çabası.
Türkiye’nin sinema istatistiklerini tutan Antrakt Sinema Gazetesi’nin verilerine göre 4 Ocak-28 Kasım 2008 tarihleri arasında 28 milyon 163 bin kişi sinemaya gitti, bunların 14 milyon 558 bini yerli filmleri tercih etti. Toplam seyirci içerisinde yerli filmleri tercih edenlerin oranı şimdilik yüzde 50’yi bile aşarken henüz ilk haftasında 641 bin kişinin izlediği ‘Osmanlı Cumhuriyeti’nin yanı sıra bu hafta gösterime girecek komedi filmleri ‘Arog’ ve ‘Muro’nun da eklenmesiyle bu oranın yüzde 60’ları bulması bekleniyor. 31 milyon 161 bin 700 bilet satıldığı 2007 yılında ise 11 milyon 776 bin seyirci yerli yapımları tercih etmişti. Öte yandan toplam seyirci sayısının ise 35 milyonu aşarak 2006 yılına ait 34 milyon 860 binlik rekoru kırması ihtimal dahilinde.
Toplam seyirci içerisinde yerli yapımların payının artmasında, geniş kitleleri harekete geçiren filmlerin hayli fazla olmasının etkisi büyük. Zira bu yıl gösterime giren ‘Recep İvedik’ 4 milyon 300 bin seyirciyle Türkiye’de tüm zamanların en çok izlenen filmi rekorunu elinde bulunduruyor. Bu hafta gösterime girecek Cem Yılmaz filmi ‘Arog’un ise ‘Recep İvedik’in rekorunu elinden alması bekleniyor. ‘Kurtlar Vadisi’ ekibinin elinden çıkma ‘Muro’nun da rekorları zorlaması kuvvetle muhtemel görünüyor. Öte yandan Atatürk belgeseli ‘Mustafa’, 1 milyon barajını aşmış durumda. Çağan Irmak’ın ‘Issız Adam’ı üçüncü haftasında seyircisini 648 bine yükseltti ve hala çok konuşuluyor.

‘Indiana Jones’ 18’inci ‘Kurtlar Vadisi Irak’, ‘Maskeli Beşler’, ‘Hababam Sınıfı’ çok izlenen filmlerin olduğu 2006 yılında da yerli filmlerin toplam seyirci içindeki oranı yüzde 50’yi geçmişti. 2006’da 34.8 milyon seyircinin 17.8 milyonu yerli film izlemişti.
Yerli sinema cephesinde rakamlar iyiye işaret ederken dev Hollywood prodüksiyonlarının Türkiye’de pek esamisi okunmuyor. Mesela 1 milyar dolar hasılatla dünyada bu yılın en çok izlenen filmi olan ‘Kara Şövalye’, Türkiye yıllık box listesinde 28 Kasım itibariyle ancak 12’nci sırada yer alabildi. Aynı zamanda tüm zamanların en çok izlenen dördüncü filmi ‘Kara Şövalye’yi Türkiye’de 446 bin kişi izledi. Keza dünya genelinde 783 milyon dolar hasılat elde eden ‘Indiana Jones: Kristal Kafatası Krallığı’da 331 bin seyirciyle Türkiye box office’inde 18’inci sırada.
Anadolu Ajansı’na konuşan Kültür Bakanlığı Telif Hakları ve Sinema Genel Müdürü Abdurrahman Çelik, özellikle son üç yılda Türkiye’de üretilen film sayısının ciddi şekilde arttığına işaret ederek “Yani 2004 yılı öncesinde yılda 12-15 film çevrilirken, bu yıl son vizyona gireceklerle beraber 50-55 film seyirciyle buluşmuş olacak. Bu, Türkiye’de bir rekor. Demek ki Türk filmleri izleniyor. Yani, film yapılır ama sinemada salon bulamaz. Birçoğu salon buluyor ve seyircimiz de gidiyor” diye konuştu.
Yüksek gişeli yerli yapımlar sayesinde Türkiye’de seyirci sayısında iyiye gidiş yaşanırken sinema salonu sayısında belirgin bir artış gözlenmiyor. Kırıkkale, Gümüşhane, Bayburt, Ağrı, Iğdır, Ardahan, Muş, Mardin, Kilis, Şırnak ve Siirt olmak üzere 11 ilde hâlâ sinema salonu yok. Türkiye’de yaklaşık 420 sinemanın olduğunu belirten Antrakt Sinema Gazetesi’nden Deniz Yavuz, “Sinema sayısı son birkaç yıldır 420 ile 430 arasında değişiyor. Bazı sinemaların ekonomik zorluklar yüzünden kapanıyor ama yeni alışveriş merkezlerinde açılan sinemalarla sinema sayısı yerinde sayıyor dersek yanlış ölmez” diye konuşuyor.

‘Arog’ sinemaları kapattı

Cuma günü gösterime girecek ‘Arog’ neredeyse Türkiye’deki bütün sinemalarda aynı anda oynayacak. Türkiye için 403 kopya basılan ‘Arog’, 285 sinemanın 600’e yakın salonunda gösterilecek. ‘Arog’ Almanca ve İngilizce dublajlı olarak 150 kopyayla Avrupa genelinde de gösterime girecek. 8.5 milyon dolarlık bütçesiyle bugüne kadar Türkiye’de çekilen en pahalı podüksiyon olan ‘Arog’un yapımcısı Fida Film’den Murat Akdilek, “Türkiye’deki gişe beklentimiz 5 milyon kişi ve üstüdür” demişti.

Bu Korsancilar AROG daki Arife Tas Cikartir


Henüz vizyona girmeyen ‘Arog’ ve ‘Muro, Nalet Olsun İçimdeki İnsan Sevgisine’ filmlerini seyretmek için korsan cd-dvd alan vatandaşlar kazıklandı. CD’lerin kimi boş kiminde Ankara havası çıktı



ANKARA - Başkent sokaklarında tezgah açan korsan CD-DVD satıcılarının, Cem Yılmaz’ın cuma günü vizyona girecek filmi "AROG" adı altında vatandaşlara "boş" ve "Ankara oyun havaları" yüklü CD sattığı ortaya çıktı.
Edinilen bilgiye göre, özellikle akşam saatlerinde başkentin işlek cadde ve sokaklarında boy gösteren çok sayıda korsan CD-DVD satıcısı, açtıkları tezgahlarda, vizyona geçen hafta giren Ata Demirer’in oynadığı "Osmanlı Cumhuriyeti" ile cuma günü gösterime girecek olan Cem Yılmaz’ın filmi "AROG" ve Mustafa Üstündağ’ın baş rolde yer aldığı "Muro, Nalet Olsun İçimdeki İnsan Sevgisine" ait filmlerin afişlerini sergilemeye başladı. Korsan filmlerin tanesini 2 YTL’ye, üçünü ise 5 YTL’ye satın alanlar, izlemek için sabırsızlıkla bekledikleri CD-DVD’lerin boş olduğunu, kimilerinin içinden ise Ankara oyun havaları çıktığını görünce dolandırıldıklarını anladı.
Bazı vatandaşların ihbarı üzerine harekete geçen güvenlik güçleri, korsan film ve kitap satışı yapan şebekenin benzer yöntemlerle başta İstanbul ve İzmir olmak üzere yurt genelinde örgütlendiği bilgisine ulaştı.
Bu sayede her yıl milyonlarca YTL gelir elde eden şebekenin yapımcılara ve sanatçılara büyük darbe vurduğunu kaydeden yetkililer, vatandaşların korsan film ve kitap satışlarına ilgi göstermemesini istedi. Şebeke üyelerinin yakalanması için çalışmaların sürdüğüne işaret eden yetkililer, korsan ürün satanların güvenlik birimlerine ihbar edilmesi çağrısında bulundu. "Korsan CD üretim ve satışı"na verilen cezalara dikkati çeken hukukçular ise bir süre önce İstanbul’da yakalanan bir kişinin 5 yıl 7,5 ay hapis ve 160 bin YTL para cezasına çarptırıldığını hatırlattı.